/1/LEO'YA MEKTUPLAR


   Sevgili dostum Leo,

   Bir mektup yazmak için elime kalemi en son aldığımda sen de hatırlarsın ki sırılsıklam aşıktım. Bilirsin biraz zor düşerdi aklımdakiler sevginin yeşerdiği sözcüklere. Hem o zamanlar toydum hem de ilk kez bir kadına aşık oluyordum işte, ya gülme hemen öyle, ciddi bir şeyden bahsediyorum şurada! Az değil on sene olmuş, ben de biraz yaş toplamışım tabi. Gitgide biraz huysuzluk biraz keyifsizlik geldi içime hiç sorma bile! Bunca zamandır aklımdaydı da şimdiye kısmetmiş sana hal hatır sormak, dert anlatmak...  Neresinden tutup da konuşmaya başlasak bilemedim ya kitabın ortasından salaş bir meyhaneye dalan cengaver gibi dalıyorum konuya. Yalnızım Leo! Daha da doğrusu kimsenin merakına denk düşmüyorum çokça zamandır. Derim soğuk bir ceset torbasından ibaretmiş de mezarlığın en ücra köşesinde hem de bir ocak ayı soğuğunda unutulmuş gibiyim. Buraların soğuğu nasıldır bilirsin, kat kat giyinsen de ayazını kesemezsin böylesi gecelerin... Evden son çıktığımda kar yağıyordu şimdi ise güneş en tepede evimin pencerelerinden süzüldüğü kadarından bile fena halde kavuruyor. Yaz gelmiş galiba. Evi karınca basmış da nane alıp geleyim diye bakkala çıkınca fark ettim onu da. Takvim yapraklarını çevirmemden değil yani, ki zaten bıraktım zamanı takip etmeyi...  Leo, en son kalemi elime aldığımda  -bir mektup için yani- sırılsıklam aşıktım, bilirsin. Devrik ise cümlelerim idare et beni kısacası. Parmak uçlarımda atan kalbimi anımsıyorum o zamanlardan. Tüysüz bir aşkın ilk adımlarıydı kelimeleri döken. Şimdi ise hissizliğim tırnak uçlarımca sanıyor bedenimi. Geçen -ya nane diye sokağa çıktığımda işte- bizim bakkalı gördüm sokakta, çocukken taso toplayacağız diye cipslerini çaldığımız hani hatırlarsın, kızı da yanındaydı ahni sevgili olmak için kapısında yattığın. Bir ayartamadın şu kızı be beceriksiz herif, serpilmiş senden sonra zaten evlenecekmiş öyle dedi bakkal. Her neyse kapatmış dükkanı gitmiş o da. "Eski evde bir kaç eşya kaldı ondan uğradım" dedi yekten. Öyle soğuk manasız bir yerden konuşuyordu bakkal! Hiç duraksamadı, yutkunmadı bile söylerken biliyor musun? Çocukluğum büsbütün ağırlığıyla omuzlarıma çöktü saatlerce kıpırdayamadım oradan. Gitmek bu kadar kayıtsız bir eylem mi Leo? Leo gitmek kolay mı bu kadar gerçekten? Leo? Eski işimi hatırlarsın, bir tersanenin evrak işlerini hallediyordum hani. Gitmek için tam iki saat yolculuk yapıyordum, gerçi şimdi çıktım oradan işsizim artık neyse yalan yok patron kovdu işte sonunda. Neymiş efendim bu işi isteyen kaç kişi varmış biliyor muymuşum , dikkat etmiyormuşum sevmiyormuşum işimi ama ben işe giderken bile evi özlüyordum Leo. İnsan evinden giderse evini çok özlemez mi, gitmek, ayrılmak buralardan bir bana mı zor Leo?


✎Oğuzhan Galip Öztürk