/4/ LEO'YA MEKTUPLAR

Sevgili dostum Leo,

Bir süredir sana yazamamanın boşluğu içinde kaybolduğumu hissediyorum kendimi. Yazmadığımdan beridir hayatım büyük bir koşturma ve değişim sancıları içinde kıvrandırıyor beni. Son yazdığımdan bu yana önce işimden ayrılıp başka bir işe geçtim. Yetmedi. Sonra onu da bırakıp ülkeden bir akşam uçağında gün geceye gömülürken kaçtım. Yetinememe duygusu çok garip. Çok sıcak buralar. Kavurucu bir yalnızlık da peşimi kovalıyor ki bu da cabası. Geldiğimde önüme iki yol gözüküyordu sevgili dostum: Ya kendimi gerçekleştirecektim ya da kimsesizliğimi göz ardı edip yüklediğim sorumluluklarla kamburlaşmaya devam edecektim. Bilirsin, insan kendinden öncekileri koyar sevdiklerini. Ya da sadece ben mi bunu yapıyorum? Bilmiyorum. Gecenin sessizliği içinde geçiyor günler burada. Sevdiği sokaklardan, sevdiği duraklardan, sokaklardan, banklardan, en kuytu köşede filizlenmiş yaşanmışlıklardan bu denli uzaklaşınca insan, geceler çok gürültü bir sessizlik izdırabına dönüşüyor. Bunca şey yetmezmiş gibi bir de Muzeyyen gitti. Ali al moru mor olmadığı sürece insan dayanmıyor galiba bazı yüklere bu devirde. Kelimeleri içime atarak, yarım cümlelerde çıkartabiliyorum sana sevgili dostum çünkü bir konuşmaya başlarsam paramparça dağılacak gibi hissediyorum. Bir akıma başlarsam kendimin önüne bendler koyamamak ve bunun karşılığında enkaz olmak... Yaşadığım hayatı günü gelince yaşayamamış, ıskalamış olmak... Korkuyorum!

✎Oğuzhan Galip Öztürk